Giriş yap
Arama
En son konular
Anahtar-kelime
Mayıs 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | 4 | 5 | ||
6 | 7 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 |
13 | 14 | 15 | 16 | 17 | 18 | 19 |
20 | 21 | 22 | 23 | 24 | 25 | 26 |
27 | 28 | 29 | 30 | 31 |
Istatistikler
Toplam 10 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: sudenaz
Kullanıcılarımız toplam 136 mesaj attılar bunda 118 konu
Site Çalısanları
C.tesi Nis. 17, 2010 7:07 pm tarafından ScL
Kendimizi Taktim Ediyoruz :) Tanısmanız Dileyi ile...
Mehmet:Kurucu
Barıs:Tasarımcı
Ogün:Logo Tasarım
Mehmet:Kurucu
Barıs:Tasarımcı
Ogün:Logo Tasarım
Yorum: 2
Reklam alanı
Dans Nedir ?- Dans Çeşitleri
1 sayfadaki 1 sayfası
Dans Nedir ?- Dans Çeşitleri
DANS en eski sanatlardan
biridir. İlk insanlar isteklerini içgüdüsel bazı ritmik hareketlerle
anlatırlardı. Aslında ın insanlığın
yeryüzünde varoluşundan bile eski olduğu söylenebilir; bazı kuşlar ve
hayvanlar ederek eşlerini çağırırlar. Adı tavuskuşunun
İspanyolca'sından türetilen pavane ı 1500-1600'lerde yaygın bir
saray ıydı.
* Zambia'da maskeli bir çı bacaklarındaki zillerle ediyor
(üstte) iki genç kız
Bali'nin dinsel mim ını yapıyor (altta solda). Hintli kızlara
kutsal danslar öğretiliyor (altta sağda).
* Avustralyalı Yerli çocuklar "Corroboree" adlı tören ı ile bir
Avustralya kuşunun hareketlerini taklit ediyorlar (üstte) ispanyol çocukları Sevilla
Katedrali'ndeki mihrabın önünde Tanrı'ya saygı ını yapıyorlar
(altta).
Ağır ve zarif figürleri olan bu bir tavuskuşunun hareketlerinden
esinlenerek uydurulmuştu. 1900'lerin başında ABD'de "Hindi Yürüyüşü" adı
verilen bir vardı. Dansın içgüdüsel oluşunu küçük yaşlardaki
çocuklarda görebiliriz. Çocuklar hatta bebekler işittikleri
ya da kendi içlerinden gelen ritimlere uyan doğal hareketler yaparlar.
ABD'nin en yetenekli çılarından Isadora Duncan beş yaşındaki
küçücük çocuklara kollarını ritimlerine göre nasıl hareket
ettireceklerini öğretmeyi başarmıştı.
Dansın Kökenleri
İlk insanlar önceleri kendi başlarına içgüdülerine uyarak
ettiler. Yinelenen ritmik hareketlerin doğaüstü duygular çağrıştıran
güçlü etkileri olduğunu fark ettiler. Buradan dansta büyülü bir gücün var
olduğu düşüncesi doğdu. Her edişlerinde bu gizemli gücü yeniden
yarattıkları duygusuna kapıldılar. Bundan sonra insanların çember yarım çember karşılıklı iki sıra ya da
dalgalı sıra gibi değişik diziler oluşturduğu toplu danslar gelişti.
Avustralya Yerlileri hâlâ doğum ergenlik ve evlilik
kutlamalarında ve cenaze törenlerinde ederler. Bazı ilkel
kabileler hayvanları taklit ederek totem dansları ya da iyi ürün
alabilmek için büyü dansları yapar. Sri Lanka'da maske takarak yapılan
büyü danslarının hastalıkları iyileştirdiğine inanılırdı. Bütün bu
danslar ortamın yarattığı duygulara göre biçimlenir.
Uygarlıklar geliştikçe ilkel büyü danslarından
dinsel törenler ve ayinler doğdu. Dansta kurallar ortaya çıktı ve
çoktanrılı dinlerde tapınmanın önemli biçimlerinden biri oldu.
Tapmaklarda rahipler zengin evlerinde ise
köleler doğum evlilik cenaze ya da sarayla ilgili
tüm törenlerde ederlerdi.
Eğlence için etme ilk olarak Mısır'da başladı.
Sonraki yıllarda Eski Yunan'da daha da gelişti. Bütün dinsel
törenlerin önemli bir öğesi ve ayrıca bir eğlence kaynağı olan aynı
zamanda tiyatro oyunlarının başlıca temelini oluşturdu. Köylülerin
harman döverken yaptıkları ritmik hareketlerden Yunan tiyatrosu doğdu.
Yunanca'da " ederim" anlamına gelen "koro" sözcüğü ilk olarak sahnede eden söyledikleri şarkılarla
oyunu açıklayan ve yorumlayan bir grup oyuncuyu tanımlamak için
kullanıldı. Dansları tasarlamak ve düzenlemek anlamına gelen koreografi
sözcüğü de Yunan kökenlidir.
Eski Yunanlılar askerlerin eğitiminde temel öğe olarak ı
kullandılar. Günümüze kayıtları ulaşan bu danslardan askerlere bireysel ve
toplu saldırı hareketlerinin ritmik bir biçimde öğretildiği
anlaşılmaktadır. Büyük Yunan filozofu Platon "İyi şarkı söylemek ve
güzel etmek iyi eğitilmiş olmaktır"
demişti. Eski Yunanistan'da devlet adamları generaller şair ve yazarları gibi
önemli kişiler şenliklerde ve zaferlerini kutlarken ederlerdi.
* Ünlü çılar Anna Pavlova ile Vaslav Nijinski.
Romalılar ise Yunanlılar'ı taklit ederken yalnızca biçimleri aldılar.
Yunan sanatının ve felsefesinin ruhunu dansa sindiremediler. Bu yüzden
Romalılar'ın dinsel törenlerinde dansa yer vermelerine karşın bu dönemde yozlaştı.
İlk Hıristiyanlar da ı tapınma amacıyla kullandılar. Ne var ki 7. yüzyılda Hıristiyanlar
Roma döneminde saygınlığını yitiren biçimlerinden dolayı ı kilise
etkinliklerinden uzak tutmaya çalıştılar. Birçok ülkede bu yasaklama
kararı başarılı oldu. İspanya'da ise bazı katedrallerde kutsal
günlerde ayinlerin bir parçası olmayı sürdürdü. Sevilla Katedrali'nde Paskalya sırasında
delikanlılar mihrabın önünde ederek Tanrı'ya olan bağlılıklarım
dile getirirler. Bu kastanyet eşliğinde saygılı ve soylu bir
danstır. 19. yüzyıla gelindiğinde Avrupa ve ABD' de
hemen hemen tümüyle kilise etkinliklerinin dışına çıkarılmıştı.
* Modern ın öncüsü isadora Duncan Eski Yunan'dan esinlendiği
giysiler ile genç çılara ders veriyor.
Doğuda da eski zamanlardan beri yaygın olarak dinsel amaçlar için
kullanıldı. Doğuda ın en eski ve en gelişmiş biçimine Hindistan'da
rastlanır. Bazı tapınaklarda hâlâ "Tanrının Hizmetçileri" anlamına gelen
devadasi'ler bulunur. Yıllarca tanrılara hizmet etmek için eğitilen bu
kadınlar yaşamlarını dinsel törenlerde şarkı söyleyerek ve ederek
sürdürürler. Hindistan'ın 1947'de bağımsızlığını kazanmasından sonra ın bir sanat dalı
olarak yeniden canlanması sonucu kadın-erkek birçok ünlü
çı yetişti.
Anadolu'da Dansın Gelişimi
Anadolu'da yaşayan Türkler'de temelde üç ayrı kültürün etkisinde
kalmıştır. Bunlar eski Anadolu uygarlıkları Orta Asya kültürü
(özellikle Şamanlık) ve Müslümanlık'tır.
Anadolu'da binlerce yıl önce yaşamış Hitit Eski Yunan Frig Lidya gibi eski
uygarlıkların etkileri günümüzde halk danslarında yaşamaktadır.
Konya'nın güneyinde Çatalhöyük' te bulunan duvar resimlerinde İÖ 6500-5650 arasında bu
yörede yaşamış bir uygarlığın dansları ve dinsel törenleri
görülmektedir. Resimlerdeki danslarda davulun ve tokmağın kıvrık
ucunun günümüzdekilere benzerliği dikkat çekicidir. Ayrıca bu resimler Hitit Frig gibi uygarlıklardan
çok daha öncekilerin katkılarını göstermesi açısından da ilginçtir.
Orta Asya kültürünün Türk danslarına etkisi ise çok daha belirgindir.
Samanlık Orta Asya ve Sibirya'da yaygın olan bir dindi. Şaman
hastalıkları iyileştiren dinsel törenleri yürüten ölüleri öbür dünyaya kadar
geçiren din adamıdır. Asıl önemi kişisel ve toplumsal
sorunları çözerken öbür dünyaya göç ederek
oradaki ruhlarla konuşmasından kaynaklanır. Ruhlarla (tanrılarla)
ilişki kurabilmek için düzenlenen törenlerde şaman hem oyuncu hem çı hem de şarkıcı olur. Davul
çalar çeşitli hayvanların
taklidini yaparak ritmik hareketlerle eder.
Şamanın yaptığı tören ı ile Anadolu halk oyunları arasında önemli
benzerlikler bulmak olanaklıdır. Anadolu'da birçok halk oyununda gene
Şamanlık'tan kaldığı düşünülen geyik kuş tilki gibi hayvanların
taklitleri yapılır. Buna iyi bir örnek Tokat yöresinden Geyik Oyunu'dur.
İslam dini ise kendinden önceki dinlerle
bağlantılı olduğunu düşündüğü ı yasaklama yoluna gitti; ama ı
tümüyle kaldıramadı.
Tasavvufun müzik ve anlayışından doğan sema'lar ortaya çıktı.
Birçok İslam tarikatında dinsel törenlerde dansa yer verilir. Bunlardan
en bilineni Mevlevi semalarıdır (bak. Mevlana). Semalarda ilahiler
söylenir özel giysili
dervişler (sema-zenler) dönerek ederler. Bu dönüş sırasında
semazenler gözlerini genellikle göğe çevirirler sol avuçları göğe sağ avuçları yere dönüktür.
* Canlı renklerdeki geleneksel giysileriyle Polonya halk oyunları sunan
çocuklar.
Semaların yalnızca İslam kültüründen doğduğunu söylemek güçtür.
Semalarda kullanılan birçok öğesinde daha önceki uygarlıkların
etkisi olduğu düşünülmektedir. Önceki uygarlıkların dansları daha
sonraki uygarlıklara aktarılmış binlerce yıl öncesinin
öğeleri birbirlerine karışarak ve iç içe geçerek bugünkü Anadolu
danslarını yaratmıştır.
Balenin Başlangıcı
İS 300 ile 1300 arasında Avrupa'da ın izi kayboldu. Kiliselerde
yasaklandı. O dönemde alanlarda gösteriler yaparak ı yaşatmaya
çalışan bazı gezgin çı oyuncular dışında ın yeniden
canlanmasını sağlayacak tiyatro benzeri topluluklar da yoktu.
Rönesans'la birlikte Eski Yunanistan ve Roma'nın öbür sanatları
gibi yeniden yaşamın bir parçası olmaya başladı.Kiliseden kovulan
İtalyan soylularının düzenledikleri görkemli balolarla saraylara girdi.
Balo ("ballo") İtalyanca'da anlamındadır ve bale sözcüğü de bu
sözcükten türemiştir. 1547'de İtalya'nın soylu ailelerinden Catherine de
Medicis Fransa kraliçesi olunca dansa karşı ilgi Fransız
sarayına taşındı ve burada da coşkuyla karşılandı. 1661'de Kral
XIV. Louis iyi etmenin kurallarını ve ölçütlerini belirleyen ilk
Kraliyet Dans Akademisi'ni kurdu. Bu nedenle birçok bale terimi
Fransızca'dır. Baleyle ilgili hemen her şey bu kurumda
geliştirilmiştir.
Halk Oyunları ve Salon Dansları
Günümüzde danslar iki ana kaynaktan gelmektedir: Halk oyunları ve Avrupa
saraylarında doğan salon dansları. Halk oyunu belirli bir yörenin
insanları ile birlikte doğup gelişen bir türüdür. Gelenekselleşerek
kuşaktan kuşağa geçer. Halk oyunu doğduğu bölgenin dışında da
yaygınlaşır ve bütün ulus tarafından benimsenirse buna ulusal denir.
Macaristan'ın "Çardaş"ı ve İspanya'nın "Jota"sı buna örnektir.
Ülkemizde de Silifke' nin "Keklik Oyunu" Artvin'in "Ataban" Elazığ'ın "Çayda Çıra"sı
ulusal danslar arasında sayılabilir.
Bütün Avrupa ülkelerinde çok çeşitli halk oyunları vardır. Bazılan çift
çift yapılan danslardır ama çoğu topluluk ıdır.
Topluluk danslan çılara alanının her yerinde bulunabilme ve
gruptaki tüm çılarla karşılaşabilme olanağını sağlar. Böylece de
ın ilişkileri geliştirme yönünü güçlendirir. Halk oyunlan köy
kökenli oldukları için açık yerlerde ya da çiftlik
ambarlarında toprak üzerinde oynanırdı.
Bu nedenle oyunlarda hareketler sürekli değildir; çevik adımlar sert vuruşlar ve hızlı
zıplamalarla sürer. Soylu sınıflann başlattıklan danslar tabanı cilalı
salonlarda yapıldığı için genellikle kayar adımlarla edilir halk oyunlarının tersine
zıplamalara pek yer verilmez yumuşak geçişlerle hareket
edilirdi.
16. yüzyıl ile 17. yüzyılın başlarında Avrupa'da biri yavaş ve
ağırbaşlı öbürü ise hafif ve
hızlı hareketleri olan iki türü gelişti.
17. yüzyılın en gözde ı ise Fransa'da gelişen "menuet" idi. Bu mini
mini adımlarla ve abartılı reveranslarla süren ağır bir danstı.
19. yüzyılın en gözde ı valsti. Önceleri Avusturya köylülerinin
başlattığı vals kısa zamanda Avrupa
salonlarının vazgeçilmez ı oldu. Vals bugün de en zarif
türlerinden biridir. Gelişiminin en yüksek aşamasına ise 19. yüzyılda
Viyana'da Johann Strauss
zamanında ulaştı. Salon çıları bugün de Strauss valslerinin melodi
ve ritim-leriyle etmekten çok hoşlanırlar.
1911'de Güney Amerika'dan gelen Arjantin tangosu ve Brezilya samba'sı
ABD'deyi sardı ve tüm Avrupa'ya yayıldı.
Vals ve Kuzey Avrupa kökenli öbür dansla-nn ritimleri Siyah
Amerikalılar'ın cazı ve Latin Amerika danslan ile karıştı. İnsanlar
büyük orkestralarının müziği ile jitterbug yaptılar. Ardından
and roll ve twist akımlan geldi. 20. yüzyılın sonlarında bunlar
ı ile birleşti. Jitterbug ve twist gibi da enerjik ve serbest
hareketlere dayanan bir biçimidir. Disko müziği plak ya da banttan
çalan küçük gece kulübü anlamındaki "diskotek" sözcüğünden gelir. Bu
kulüplerin bazılarında ise gerçek orkestra müziği vardır.
Modern Dans
1900'lerde klasik baleye karşı bir tepki oluştu; bu da ABD'de ve
Avrupa'da doğal kuramlarının ortaya çıkmasına neden oldu. Günümüzün
modern ya da çağdaş ı bu düşüncelerin gelişmesi sonucu doğdu.
Modern ın ABD'deki öncüsü Isadora Duncan'dır. Duncan Eski Yunan'ın
üstün nitelikli danslarından esinlendi. 1890'ların katı kurallı balesine
baş kaldırdı. O günlerin bedeni sıkan bale giysilerini attı hareketlerine özgürlük
veren hafif ve dökümlü kumaşlardan giysilerle yalınayak bir orman perisi
gibi etti. Hareketleri özgür ve rahattı. Duyarlı bir müzik
eşliğinde ederken izleyicilere duygularını
içtenlikle anlatmayı başarabiliyordu. Oysa bu dönemde balerinler gövde
hareketlerini engelleyen mekanik bacak ve kol
hareketlerinden başına izin vermeyen sıkı korseler giyiyorlardı.
Romantik öykülerden yola çıkan bale müziği de özel olarak yalnızca bale
için bestelenmiş müzikle sınırlandırılmıştı. Buna karşı Isadora Duncan
ında Beethoven Brahms ve Haydn gibi müzik
ustalarının daha derin içerikli senfonik müziklerini kullandı.
Modern ın bir başka öncüsü olan Ruth St. Deniş doğunun dinsel
danslarından esinlendi ve yeni konuları bulmak için Hindistan'a
yöneldi. Merce Cunningham Paul Belville Taylor ve
Jose Arcadio Limon da modern ın öncülerindendir.
Modern Avrupa'da özellikle de Almanya'da
etkili oldu. "Modern ın babası" sayılan Macar asıllı Rudolf Laban
yeni bir kuramı ve beden hareketlerini kâğıda geçirebilmek için
özel bir işaret sistemi geliştirdi. Bu sistemle pek çok ın gelecek
kuşaklara kalması sağlanmış oldu.
Siyah çılar da modern dansa önemli katkılarda bulundular. 1940'tan
beri Siyah çılar ABD'nin ünlü çı ve koreograftan arasında
yerlerini aldılar. Alvin Ailey ve Donald McKayle çalışmalarında kökenleri Afrika ve Batı
Hint Adaları'nda bulunan öğelerini modern teknikleriyle
birleştirdiler.
* Müzikal bir oyunda çılar incelik dikkat ve yetenek
gerektiren bir gösteri
Modern 19. yüzyıl balesinden birçok yönden farklıdır. Modern dansta
bedenin hareketleri akıcıdır. YerçeKimi kuralını kabul eden modern
çı somut yerle ilişkili hareketlerde
bulunur. Buna karşın bale çısı yeri terk etmek sanki havalanmak ister.
Modern ın işlediği temalar da 19. yüzyılın romantik lirik ve peri masalı
içerikli balesinden farklı; gerçekçi ciddi çoğu zaman da coşkulu ve
duygusaldır. Modern balenin klasik beş pozisyonunu ve zıplama dönüş vuruş kayış gibi hareketlerini
daha da geliştirdi. Modern çılar beden hareketlerini sınırlamayan
rahat giysiler kullanırlar. Klasik bale müziği yerine senfonik yapıtlardan
yararlanma cesaretini gösteren modern çı müziğe yaklaşımında
gerçekten yaratıcıdır.
Günümüzde Dans
20. yüzyılın ilk yarısında fazlaca bir önem taşımayan sanatı günümüzde en gözde gösteri
sanatları arasına girmiştir. Bunda televizyonun önemli bir rolü
vardır. II. Dünya Savaşı'ndan önce radyo en önemli kitle iletişim
aracıydı. Radyo kulağa yönelik olduğu için dışındaki gösteri
sanatları için bir iletişim aracı olabiliyordu. Televizyon ise göze
yönelik bir araç olarak dansa hemen yer verdi. Televizyonda
önceleri en yalın biçimlerde özellikle de günün gözde
danslarına ağırlık vererek yer aldı. İlk olarak 1955'teki bir
televizyon programında ünlü balerin Dame Margot Fonteyn'in başrolde
olduğu Uyuyan Güzel balesi gösterildi. Böylece bale sanatı bu yeni kitle
iletişim aracına girdi.
Günümüzde televizyon kameraları ve çıların emrindedir. Birçok
bale sinema ya da televizyon için özel olarak tasarlanır. Bunların
stüdyo dışında filme çekilebilme olanağı koreograf ve yönetmene geniş
bir çalışma alanı sağlamıştır. Kırmızı Pabuçlar Kuğu Gölü Fındıkkıran gibi baleler
sinema ve televizyonun gözde örnekleridir.
Dansın gelişimiyle birlikte konuyla ilgili dergiler kitaplar ve başka yayınlar
da çoğaldı. New York Halk Kütüphanesi'nin 1947'de başlattığı Dans
Koleksiyonunun dünyanın en büyük arşivi olduğu sanılmaktadır. New
York'ta Lincoln Merkezi'ndeki Gösteri Sanatları Kütüphane ve Müzesi'nde
bulunan koleksiyon çeşitli kitapların fotoğrafların ve
baskıların ı sıra önemli dansların ve çıların 300 bin metre
uzunluğundaki film kayıtlarını da içermektedir. Bundan başka bale ve
gösterilerinin yazı ve notları da bulunmaktadır.
Dansın 20. yüzyıldaki yerini belki de en iyi belirleyen bu dönemdeki
yıldızlarının inanılmaz ünüdür. 1950'lere kadar en ünlü çılar Fred
Astaire ve Gene Kelly gibi film yıldızlarıydı. Bu dönemde bir efsane
olan Anna Pavlova gibi yalnızca çı olarak ünlenmiş kişilere ender
olarak rastlanmaktadır.
Bu ünlü yıldızlara ek olarak balenin unutulmayan adları arasında Vaslav
Nijinski Dame Margot Fonteyn Rudolf Nureyev Maya Plisetskaya
sayılabilir.
biridir. İlk insanlar isteklerini içgüdüsel bazı ritmik hareketlerle
anlatırlardı. Aslında ın insanlığın
yeryüzünde varoluşundan bile eski olduğu söylenebilir; bazı kuşlar ve
hayvanlar ederek eşlerini çağırırlar. Adı tavuskuşunun
İspanyolca'sından türetilen pavane ı 1500-1600'lerde yaygın bir
saray ıydı.
* Zambia'da maskeli bir çı bacaklarındaki zillerle ediyor
(üstte) iki genç kız
Bali'nin dinsel mim ını yapıyor (altta solda). Hintli kızlara
kutsal danslar öğretiliyor (altta sağda).
* Avustralyalı Yerli çocuklar "Corroboree" adlı tören ı ile bir
Avustralya kuşunun hareketlerini taklit ediyorlar (üstte) ispanyol çocukları Sevilla
Katedrali'ndeki mihrabın önünde Tanrı'ya saygı ını yapıyorlar
(altta).
Ağır ve zarif figürleri olan bu bir tavuskuşunun hareketlerinden
esinlenerek uydurulmuştu. 1900'lerin başında ABD'de "Hindi Yürüyüşü" adı
verilen bir vardı. Dansın içgüdüsel oluşunu küçük yaşlardaki
çocuklarda görebiliriz. Çocuklar hatta bebekler işittikleri
ya da kendi içlerinden gelen ritimlere uyan doğal hareketler yaparlar.
ABD'nin en yetenekli çılarından Isadora Duncan beş yaşındaki
küçücük çocuklara kollarını ritimlerine göre nasıl hareket
ettireceklerini öğretmeyi başarmıştı.
Dansın Kökenleri
İlk insanlar önceleri kendi başlarına içgüdülerine uyarak
ettiler. Yinelenen ritmik hareketlerin doğaüstü duygular çağrıştıran
güçlü etkileri olduğunu fark ettiler. Buradan dansta büyülü bir gücün var
olduğu düşüncesi doğdu. Her edişlerinde bu gizemli gücü yeniden
yarattıkları duygusuna kapıldılar. Bundan sonra insanların çember yarım çember karşılıklı iki sıra ya da
dalgalı sıra gibi değişik diziler oluşturduğu toplu danslar gelişti.
Avustralya Yerlileri hâlâ doğum ergenlik ve evlilik
kutlamalarında ve cenaze törenlerinde ederler. Bazı ilkel
kabileler hayvanları taklit ederek totem dansları ya da iyi ürün
alabilmek için büyü dansları yapar. Sri Lanka'da maske takarak yapılan
büyü danslarının hastalıkları iyileştirdiğine inanılırdı. Bütün bu
danslar ortamın yarattığı duygulara göre biçimlenir.
Uygarlıklar geliştikçe ilkel büyü danslarından
dinsel törenler ve ayinler doğdu. Dansta kurallar ortaya çıktı ve
çoktanrılı dinlerde tapınmanın önemli biçimlerinden biri oldu.
Tapmaklarda rahipler zengin evlerinde ise
köleler doğum evlilik cenaze ya da sarayla ilgili
tüm törenlerde ederlerdi.
Eğlence için etme ilk olarak Mısır'da başladı.
Sonraki yıllarda Eski Yunan'da daha da gelişti. Bütün dinsel
törenlerin önemli bir öğesi ve ayrıca bir eğlence kaynağı olan aynı
zamanda tiyatro oyunlarının başlıca temelini oluşturdu. Köylülerin
harman döverken yaptıkları ritmik hareketlerden Yunan tiyatrosu doğdu.
Yunanca'da " ederim" anlamına gelen "koro" sözcüğü ilk olarak sahnede eden söyledikleri şarkılarla
oyunu açıklayan ve yorumlayan bir grup oyuncuyu tanımlamak için
kullanıldı. Dansları tasarlamak ve düzenlemek anlamına gelen koreografi
sözcüğü de Yunan kökenlidir.
Eski Yunanlılar askerlerin eğitiminde temel öğe olarak ı
kullandılar. Günümüze kayıtları ulaşan bu danslardan askerlere bireysel ve
toplu saldırı hareketlerinin ritmik bir biçimde öğretildiği
anlaşılmaktadır. Büyük Yunan filozofu Platon "İyi şarkı söylemek ve
güzel etmek iyi eğitilmiş olmaktır"
demişti. Eski Yunanistan'da devlet adamları generaller şair ve yazarları gibi
önemli kişiler şenliklerde ve zaferlerini kutlarken ederlerdi.
* Ünlü çılar Anna Pavlova ile Vaslav Nijinski.
Romalılar ise Yunanlılar'ı taklit ederken yalnızca biçimleri aldılar.
Yunan sanatının ve felsefesinin ruhunu dansa sindiremediler. Bu yüzden
Romalılar'ın dinsel törenlerinde dansa yer vermelerine karşın bu dönemde yozlaştı.
İlk Hıristiyanlar da ı tapınma amacıyla kullandılar. Ne var ki 7. yüzyılda Hıristiyanlar
Roma döneminde saygınlığını yitiren biçimlerinden dolayı ı kilise
etkinliklerinden uzak tutmaya çalıştılar. Birçok ülkede bu yasaklama
kararı başarılı oldu. İspanya'da ise bazı katedrallerde kutsal
günlerde ayinlerin bir parçası olmayı sürdürdü. Sevilla Katedrali'nde Paskalya sırasında
delikanlılar mihrabın önünde ederek Tanrı'ya olan bağlılıklarım
dile getirirler. Bu kastanyet eşliğinde saygılı ve soylu bir
danstır. 19. yüzyıla gelindiğinde Avrupa ve ABD' de
hemen hemen tümüyle kilise etkinliklerinin dışına çıkarılmıştı.
* Modern ın öncüsü isadora Duncan Eski Yunan'dan esinlendiği
giysiler ile genç çılara ders veriyor.
Doğuda da eski zamanlardan beri yaygın olarak dinsel amaçlar için
kullanıldı. Doğuda ın en eski ve en gelişmiş biçimine Hindistan'da
rastlanır. Bazı tapınaklarda hâlâ "Tanrının Hizmetçileri" anlamına gelen
devadasi'ler bulunur. Yıllarca tanrılara hizmet etmek için eğitilen bu
kadınlar yaşamlarını dinsel törenlerde şarkı söyleyerek ve ederek
sürdürürler. Hindistan'ın 1947'de bağımsızlığını kazanmasından sonra ın bir sanat dalı
olarak yeniden canlanması sonucu kadın-erkek birçok ünlü
çı yetişti.
Anadolu'da Dansın Gelişimi
Anadolu'da yaşayan Türkler'de temelde üç ayrı kültürün etkisinde
kalmıştır. Bunlar eski Anadolu uygarlıkları Orta Asya kültürü
(özellikle Şamanlık) ve Müslümanlık'tır.
Anadolu'da binlerce yıl önce yaşamış Hitit Eski Yunan Frig Lidya gibi eski
uygarlıkların etkileri günümüzde halk danslarında yaşamaktadır.
Konya'nın güneyinde Çatalhöyük' te bulunan duvar resimlerinde İÖ 6500-5650 arasında bu
yörede yaşamış bir uygarlığın dansları ve dinsel törenleri
görülmektedir. Resimlerdeki danslarda davulun ve tokmağın kıvrık
ucunun günümüzdekilere benzerliği dikkat çekicidir. Ayrıca bu resimler Hitit Frig gibi uygarlıklardan
çok daha öncekilerin katkılarını göstermesi açısından da ilginçtir.
Orta Asya kültürünün Türk danslarına etkisi ise çok daha belirgindir.
Samanlık Orta Asya ve Sibirya'da yaygın olan bir dindi. Şaman
hastalıkları iyileştiren dinsel törenleri yürüten ölüleri öbür dünyaya kadar
geçiren din adamıdır. Asıl önemi kişisel ve toplumsal
sorunları çözerken öbür dünyaya göç ederek
oradaki ruhlarla konuşmasından kaynaklanır. Ruhlarla (tanrılarla)
ilişki kurabilmek için düzenlenen törenlerde şaman hem oyuncu hem çı hem de şarkıcı olur. Davul
çalar çeşitli hayvanların
taklidini yaparak ritmik hareketlerle eder.
Şamanın yaptığı tören ı ile Anadolu halk oyunları arasında önemli
benzerlikler bulmak olanaklıdır. Anadolu'da birçok halk oyununda gene
Şamanlık'tan kaldığı düşünülen geyik kuş tilki gibi hayvanların
taklitleri yapılır. Buna iyi bir örnek Tokat yöresinden Geyik Oyunu'dur.
İslam dini ise kendinden önceki dinlerle
bağlantılı olduğunu düşündüğü ı yasaklama yoluna gitti; ama ı
tümüyle kaldıramadı.
Tasavvufun müzik ve anlayışından doğan sema'lar ortaya çıktı.
Birçok İslam tarikatında dinsel törenlerde dansa yer verilir. Bunlardan
en bilineni Mevlevi semalarıdır (bak. Mevlana). Semalarda ilahiler
söylenir özel giysili
dervişler (sema-zenler) dönerek ederler. Bu dönüş sırasında
semazenler gözlerini genellikle göğe çevirirler sol avuçları göğe sağ avuçları yere dönüktür.
* Canlı renklerdeki geleneksel giysileriyle Polonya halk oyunları sunan
çocuklar.
Semaların yalnızca İslam kültüründen doğduğunu söylemek güçtür.
Semalarda kullanılan birçok öğesinde daha önceki uygarlıkların
etkisi olduğu düşünülmektedir. Önceki uygarlıkların dansları daha
sonraki uygarlıklara aktarılmış binlerce yıl öncesinin
öğeleri birbirlerine karışarak ve iç içe geçerek bugünkü Anadolu
danslarını yaratmıştır.
Balenin Başlangıcı
İS 300 ile 1300 arasında Avrupa'da ın izi kayboldu. Kiliselerde
yasaklandı. O dönemde alanlarda gösteriler yaparak ı yaşatmaya
çalışan bazı gezgin çı oyuncular dışında ın yeniden
canlanmasını sağlayacak tiyatro benzeri topluluklar da yoktu.
Rönesans'la birlikte Eski Yunanistan ve Roma'nın öbür sanatları
gibi yeniden yaşamın bir parçası olmaya başladı.Kiliseden kovulan
İtalyan soylularının düzenledikleri görkemli balolarla saraylara girdi.
Balo ("ballo") İtalyanca'da anlamındadır ve bale sözcüğü de bu
sözcükten türemiştir. 1547'de İtalya'nın soylu ailelerinden Catherine de
Medicis Fransa kraliçesi olunca dansa karşı ilgi Fransız
sarayına taşındı ve burada da coşkuyla karşılandı. 1661'de Kral
XIV. Louis iyi etmenin kurallarını ve ölçütlerini belirleyen ilk
Kraliyet Dans Akademisi'ni kurdu. Bu nedenle birçok bale terimi
Fransızca'dır. Baleyle ilgili hemen her şey bu kurumda
geliştirilmiştir.
Halk Oyunları ve Salon Dansları
Günümüzde danslar iki ana kaynaktan gelmektedir: Halk oyunları ve Avrupa
saraylarında doğan salon dansları. Halk oyunu belirli bir yörenin
insanları ile birlikte doğup gelişen bir türüdür. Gelenekselleşerek
kuşaktan kuşağa geçer. Halk oyunu doğduğu bölgenin dışında da
yaygınlaşır ve bütün ulus tarafından benimsenirse buna ulusal denir.
Macaristan'ın "Çardaş"ı ve İspanya'nın "Jota"sı buna örnektir.
Ülkemizde de Silifke' nin "Keklik Oyunu" Artvin'in "Ataban" Elazığ'ın "Çayda Çıra"sı
ulusal danslar arasında sayılabilir.
Bütün Avrupa ülkelerinde çok çeşitli halk oyunları vardır. Bazılan çift
çift yapılan danslardır ama çoğu topluluk ıdır.
Topluluk danslan çılara alanının her yerinde bulunabilme ve
gruptaki tüm çılarla karşılaşabilme olanağını sağlar. Böylece de
ın ilişkileri geliştirme yönünü güçlendirir. Halk oyunlan köy
kökenli oldukları için açık yerlerde ya da çiftlik
ambarlarında toprak üzerinde oynanırdı.
Bu nedenle oyunlarda hareketler sürekli değildir; çevik adımlar sert vuruşlar ve hızlı
zıplamalarla sürer. Soylu sınıflann başlattıklan danslar tabanı cilalı
salonlarda yapıldığı için genellikle kayar adımlarla edilir halk oyunlarının tersine
zıplamalara pek yer verilmez yumuşak geçişlerle hareket
edilirdi.
16. yüzyıl ile 17. yüzyılın başlarında Avrupa'da biri yavaş ve
ağırbaşlı öbürü ise hafif ve
hızlı hareketleri olan iki türü gelişti.
17. yüzyılın en gözde ı ise Fransa'da gelişen "menuet" idi. Bu mini
mini adımlarla ve abartılı reveranslarla süren ağır bir danstı.
19. yüzyılın en gözde ı valsti. Önceleri Avusturya köylülerinin
başlattığı vals kısa zamanda Avrupa
salonlarının vazgeçilmez ı oldu. Vals bugün de en zarif
türlerinden biridir. Gelişiminin en yüksek aşamasına ise 19. yüzyılda
Viyana'da Johann Strauss
zamanında ulaştı. Salon çıları bugün de Strauss valslerinin melodi
ve ritim-leriyle etmekten çok hoşlanırlar.
1911'de Güney Amerika'dan gelen Arjantin tangosu ve Brezilya samba'sı
ABD'deyi sardı ve tüm Avrupa'ya yayıldı.
Vals ve Kuzey Avrupa kökenli öbür dansla-nn ritimleri Siyah
Amerikalılar'ın cazı ve Latin Amerika danslan ile karıştı. İnsanlar
büyük orkestralarının müziği ile jitterbug yaptılar. Ardından
and roll ve twist akımlan geldi. 20. yüzyılın sonlarında bunlar
ı ile birleşti. Jitterbug ve twist gibi da enerjik ve serbest
hareketlere dayanan bir biçimidir. Disko müziği plak ya da banttan
çalan küçük gece kulübü anlamındaki "diskotek" sözcüğünden gelir. Bu
kulüplerin bazılarında ise gerçek orkestra müziği vardır.
Modern Dans
1900'lerde klasik baleye karşı bir tepki oluştu; bu da ABD'de ve
Avrupa'da doğal kuramlarının ortaya çıkmasına neden oldu. Günümüzün
modern ya da çağdaş ı bu düşüncelerin gelişmesi sonucu doğdu.
Modern ın ABD'deki öncüsü Isadora Duncan'dır. Duncan Eski Yunan'ın
üstün nitelikli danslarından esinlendi. 1890'ların katı kurallı balesine
baş kaldırdı. O günlerin bedeni sıkan bale giysilerini attı hareketlerine özgürlük
veren hafif ve dökümlü kumaşlardan giysilerle yalınayak bir orman perisi
gibi etti. Hareketleri özgür ve rahattı. Duyarlı bir müzik
eşliğinde ederken izleyicilere duygularını
içtenlikle anlatmayı başarabiliyordu. Oysa bu dönemde balerinler gövde
hareketlerini engelleyen mekanik bacak ve kol
hareketlerinden başına izin vermeyen sıkı korseler giyiyorlardı.
Romantik öykülerden yola çıkan bale müziği de özel olarak yalnızca bale
için bestelenmiş müzikle sınırlandırılmıştı. Buna karşı Isadora Duncan
ında Beethoven Brahms ve Haydn gibi müzik
ustalarının daha derin içerikli senfonik müziklerini kullandı.
Modern ın bir başka öncüsü olan Ruth St. Deniş doğunun dinsel
danslarından esinlendi ve yeni konuları bulmak için Hindistan'a
yöneldi. Merce Cunningham Paul Belville Taylor ve
Jose Arcadio Limon da modern ın öncülerindendir.
Modern Avrupa'da özellikle de Almanya'da
etkili oldu. "Modern ın babası" sayılan Macar asıllı Rudolf Laban
yeni bir kuramı ve beden hareketlerini kâğıda geçirebilmek için
özel bir işaret sistemi geliştirdi. Bu sistemle pek çok ın gelecek
kuşaklara kalması sağlanmış oldu.
Siyah çılar da modern dansa önemli katkılarda bulundular. 1940'tan
beri Siyah çılar ABD'nin ünlü çı ve koreograftan arasında
yerlerini aldılar. Alvin Ailey ve Donald McKayle çalışmalarında kökenleri Afrika ve Batı
Hint Adaları'nda bulunan öğelerini modern teknikleriyle
birleştirdiler.
* Müzikal bir oyunda çılar incelik dikkat ve yetenek
gerektiren bir gösteri
Modern 19. yüzyıl balesinden birçok yönden farklıdır. Modern dansta
bedenin hareketleri akıcıdır. YerçeKimi kuralını kabul eden modern
çı somut yerle ilişkili hareketlerde
bulunur. Buna karşın bale çısı yeri terk etmek sanki havalanmak ister.
Modern ın işlediği temalar da 19. yüzyılın romantik lirik ve peri masalı
içerikli balesinden farklı; gerçekçi ciddi çoğu zaman da coşkulu ve
duygusaldır. Modern balenin klasik beş pozisyonunu ve zıplama dönüş vuruş kayış gibi hareketlerini
daha da geliştirdi. Modern çılar beden hareketlerini sınırlamayan
rahat giysiler kullanırlar. Klasik bale müziği yerine senfonik yapıtlardan
yararlanma cesaretini gösteren modern çı müziğe yaklaşımında
gerçekten yaratıcıdır.
Günümüzde Dans
20. yüzyılın ilk yarısında fazlaca bir önem taşımayan sanatı günümüzde en gözde gösteri
sanatları arasına girmiştir. Bunda televizyonun önemli bir rolü
vardır. II. Dünya Savaşı'ndan önce radyo en önemli kitle iletişim
aracıydı. Radyo kulağa yönelik olduğu için dışındaki gösteri
sanatları için bir iletişim aracı olabiliyordu. Televizyon ise göze
yönelik bir araç olarak dansa hemen yer verdi. Televizyonda
önceleri en yalın biçimlerde özellikle de günün gözde
danslarına ağırlık vererek yer aldı. İlk olarak 1955'teki bir
televizyon programında ünlü balerin Dame Margot Fonteyn'in başrolde
olduğu Uyuyan Güzel balesi gösterildi. Böylece bale sanatı bu yeni kitle
iletişim aracına girdi.
Günümüzde televizyon kameraları ve çıların emrindedir. Birçok
bale sinema ya da televizyon için özel olarak tasarlanır. Bunların
stüdyo dışında filme çekilebilme olanağı koreograf ve yönetmene geniş
bir çalışma alanı sağlamıştır. Kırmızı Pabuçlar Kuğu Gölü Fındıkkıran gibi baleler
sinema ve televizyonun gözde örnekleridir.
Dansın gelişimiyle birlikte konuyla ilgili dergiler kitaplar ve başka yayınlar
da çoğaldı. New York Halk Kütüphanesi'nin 1947'de başlattığı Dans
Koleksiyonunun dünyanın en büyük arşivi olduğu sanılmaktadır. New
York'ta Lincoln Merkezi'ndeki Gösteri Sanatları Kütüphane ve Müzesi'nde
bulunan koleksiyon çeşitli kitapların fotoğrafların ve
baskıların ı sıra önemli dansların ve çıların 300 bin metre
uzunluğundaki film kayıtlarını da içermektedir. Bundan başka bale ve
gösterilerinin yazı ve notları da bulunmaktadır.
Dansın 20. yüzyıldaki yerini belki de en iyi belirleyen bu dönemdeki
yıldızlarının inanılmaz ünüdür. 1950'lere kadar en ünlü çılar Fred
Astaire ve Gene Kelly gibi film yıldızlarıydı. Bu dönemde bir efsane
olan Anna Pavlova gibi yalnızca çı olarak ünlenmiş kişilere ender
olarak rastlanmaktadır.
Bu ünlü yıldızlara ek olarak balenin unutulmayan adları arasında Vaslav
Nijinski Dame Margot Fonteyn Rudolf Nureyev Maya Plisetskaya
sayılabilir.
Similar topics
» MENAPOZ NEDIR ?
» Cemre Düşmesi Nedir ?
» Rip Nedir ? Rip Nelere Denir ? Ne Demektir ?
» Rip Nedir ? Rip Nelere Denir ? Ne Demektir ?
» Cemre Düşmesi Nedir ?
» Rip Nedir ? Rip Nelere Denir ? Ne Demektir ?
» Rip Nedir ? Rip Nelere Denir ? Ne Demektir ?
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Salı Nis. 27, 2010 11:48 pm tarafından ScL
» Sitemize Video Ekleme!
Salı Nis. 27, 2010 11:15 pm tarafından ScL
» Oyun İçi Yang, Gold Satımı
C.tesi Nis. 24, 2010 10:05 am tarafından Admin
» MP3 İndirme Siteleri ve Programları!
Çarş. Nis. 21, 2010 10:43 pm tarafından ScL
» Happy Tree Friends - Happy Trails (Part 2)
Çarş. Nis. 21, 2010 9:21 pm tarafından ScL
» Site Yarısmaları 2
Çarş. Nis. 21, 2010 8:38 pm tarafından Admin
» 61 Yeni İcon Eklenmiştir!
Çarş. Nis. 21, 2010 8:28 pm tarafından Admin
» Facebook Sayfaya Kod Yerleştirme!
Çarş. Nis. 21, 2010 5:43 pm tarafından ScL
» Zealsun Zs 150-19 Cruiser
Çarş. Nis. 21, 2010 3:44 pm tarafından ScL
» Site Yarısmaları 1
Çarş. Nis. 21, 2010 3:22 pm tarafından ScL
» Hacı Bana Ordan Orta Şekerli Çay Yapıver...
Çarş. Nis. 21, 2010 2:33 pm tarafından Search
» Reklam Alanı!
Salı Nis. 20, 2010 11:42 pm tarafından ScL
» Manga-Dünyanın Sonuna Doğmuşum...
Salı Nis. 20, 2010 7:37 pm tarafından ScL
» Kalbin öyküsü..
Salı Nis. 20, 2010 3:26 pm tarafından Admin
» Aprilia RS 125 En iyi dizany ödülünü kazandı.
Salı Nis. 20, 2010 2:48 pm tarafından Admin